7 Mart 2007 Çarşamba

Aldırmazlık


Aldırmazlık...Hepimizin de şikayetçi olduğu konu değil mi?
Uzun zamandır bizi aramayan arkadaşlarımıza , bizi anlamayan meslektaşlarımıza , gereksiz şeyler için ailelerimize , ihmal edilmekle sevdiklerimize şikayet ediyoruz. Ve bu liste daha uzun devam ediyor..
Diğerlere şikayet yağdrımaktan ve onları suçlamaktan , kendimizin de aslında ne kadar aldırmaz insanlara dönüştüğümüzün farkında varmıyoruz..Her gün daha da bireysel davranıyoruz.
Herkes dünyasına çekilmiş durumda , sorunlarıyla ve hırslarıyla ilgilenmekte , öncelliklerimizi yada daha da kötüsü herhangi bir günlük alışkanlığımızı yapmamıza engel olacak herhangi bir şeyle ilgilenmekten kaçınıyoruz..İşteki terfimize seviniyoruz , çiçek bahçemizin güzelliğine bayılıyoruz , yep yeni abiyemiz için çılgına dönüyoruz , yeni saç modelimizden çok heyecanlıyız , bir sürü takıntılarımıza istemediğimiz kadar zamanımız var , buzdolabın önünde dikilip abur cubura dalabiliriz ve başka bir sürü gereksiz şeylere de zaman ayırabiliriz.Tamam anlıyorum , bunlar olmadan belki hayatımız bu kadar heyecanlı ve güzel olmayabilirdi, ama nedense başkalarına sıra gelince ne zamanımız ne de empatimiz kalıyor.Tamam anlıyorum biz insanız , zaaflarımız da var,mükemmel değiliz ve yaşadığımız hayattır bizi buna zorlayan.
Ama tüm bu aldırmazlık nereye kadar?Her şeyin farkına varabilmek için çiçek bahçemizin yanması mı gerekir?Gerçekten bizim etramızla olan herşeyle daha fazla ilgilenmek için , mutlaka bir kayba mı uğramamız gerekir?
Bunu öncellikle , kendimizde çözmemiz gerekiyor , diye düşünüyorum.

Hiç yorum yok: