31 Aralık 2006 Pazar

2007'den ne bekliyorum...


Bugün senenin son günüdürBu günü ne kadar önemsemiyorsam yada nefret ediyorsam , gene bana bütün seneyi düşündüren bir gündür.

Bu sene hayatından neler geçtiğini , neler kazandığını (maddi bakımdan değil) ve en önemlisi neler kaybettiğini düşünmeden edemiyorsun...

Aslında senin için çok önemli birisini yada bir şeyi kaybettiğinde öbür şeylerin bir manası da kalmaz zaten.Çünkü kaybın kocaman ve geri dönülemezdir.Böyle bir durumda bu seneyi , en önemli sevdiklerimden birisini emen bir kara delike benzetiyorum. Böyle bir halde olduğumdan 2007 pek de umrumda değil.

Yine de bu seneden beklentilerim : yapacak çok şeyimin olması ve çalışma enerjimin olması , gerçekleşmiş hedefler ve anlar ve en sonunda ama en önemlisi var olan sevdiklerimizi ve karşılaşabileceğimiz iyi şeylerin değerini bilmek ve bundan dolayı kendimi kutsanmış hissetmek.

not: ok ok , Praga'ya ve Iskandinav ülkelerine bir seyahat da olur aslında.Noel Baba not alıyormusun dediklerimi? :)

29 Aralık 2006 Cuma

Kendimizle karşılaşma


Kendimizle karşılaşsaydık,


öpüşecekmiydik


yoksa tükürüşecekmiydik?

27 Aralık 2006 Çarşamba

Gri bir Aralık ayı...


Bugün gri bir gündür...
Gök , deniz ,binalar ve etrafımda olan herşey gri gözüküyor..Sanki mevsimler aralarında gizli bir anlaşma yapmış gibiler..

O kadar renkli , büyülü sonbahar mevsiminden , soğuk ,çok da renkli olmayan bir kışa giriyoruz...Uzun geceler , soğuk hava bekliyor bizi..

Ama yine de kar da yağacak:)bu da kışın en iyi kısmı.

Gerçi yine de bir Akdeniz ülkesinde yaşamak , kışı daha eğlenceli kılıyor.Çünkü doğa burada o kadar da sıkıcı değildir.Böyle düşünmek , durumla daha kolay yüzleşmemi sağlıyor..

25 Aralık 2006 Pazartesi

Gösterişin önemi




Gösterişli bir insan değilim ve gösteriş hiç de umrumda değil.

Ama bunun son zamanlarda özellikle ticaret'te önemli olduğu kanısındayım.Sağlanan çok fazla çeşitli seçimler , farklı ürünler ve servislerle bir şey almak her gün daha da zorlaşıyor.Insanlar eskiden oldukları gibi değiller artık..Başka beklentileri var , ve sadece yirmi sene evvel kendilerini cennette gibi hissetirecek olan şeyler artık onları memnun etmiyor.Herkes aynı andaen iyi , en ekonomik , en eğlenceli ve en iyi kalitedeki ürünü aramakta.Tabii ki bu da rakip firmalar arasındaki rekabeti gerçek bir cehennem'e dönüştürüyor..

Bu rekabeti daha kolay yapacak ve başarıyı garantileyecek ne olabilir?

Sürekli değişim altında olan bir dünyada yaşadığımızdan , öncellikle ürün müşteriye daha evvel sunulmayan bir şeyi sunmalı.Bunun da çok yüksek kalitede yada çok özel özelliklerle donanmış olmasına gerek yok.Çünkü onun yeni ve kullanışlı bir şey olması onu zaten en iyi ürün haline getirir.

Peki ya çok fazla değişimi olmayan / yada çok fazla yeni versiyonu mümkün olmayan bir ürün söz konusu ise ne yapılabilir?Böyle bir durumda , reklam ve ürünün gösterildiği şekil bu ürünü özel ve çok istenilen bir şey olarak gösterecek en önemli iki faktör olurdu sanırım.

Insanlar gösterişi en azından keyif için kullandıkları ürünlerde arar.Belki size ilginç gelebilir , ama bana bu konuyu yazdıran , Tirana ,Arnavutluk'ta bu kadar ilginç bir şekilde servis edilen bu biter oldu...Normalde biter içmem , ama dışarıdan o kadar çekici ve gösterişli duruyordu ki dayanamadım..

Ne dersiniz , haksız mıyım?

23 Aralık 2006 Cumartesi

sıkışmış....


Aşağıdaki şiiri en yakın arkadaşım yazmıştı 8 sene evvel.Çok sevdiğim bir şiir sizinle de paylaşmak istedim...



Konuşmuyorum çünkü bir şey bilmiyorum,

Yürüyemiyorum , yolum yok;

Yolum var , göremiyorum;

Görüyorum , ışık yok ;

İstediğimide , canım istemiyor ;

Böyledir.....


N.N.

Sıcak bir kahve


Bugün canım sadece evde oturup sıcak bir kahve yada çay yudumlayıp , film seyretmek , kitap okumak yada belki de sadece boşluğa bakıp düşünmek çekti...Ama ne yazık ki işteyim şuan..

Daha evvel böyle bir durumda iken çektiğim bir fotoyu ekliyorum..İşte şimdi tam bu fotodaki gibi olmak isterdim:)

MERHABA

Merhaba arkadaşlar...

Sitemi okuyan bütün türk arkadaşlarım için yeni bir blog oluşturmaya karar verdim.
Malum son zamanlarda hep arnavutça ve ingilizce yazılar yazmıştım..Şikayetler gelmeye başladı...O nedenle bu blogu açmaya karar verdim...İlk blogumda olan neredeyse (sadece Arnavutlukla ilgili bazı şeyler hariç) tüm konular bu bloga da aktarılacak...
Şimdilik görüşmek üzere...

Eni